Sınavlarda Çıkan Deyimler ve Anlamları (Alfabetik Liste)

Deyimler Neden Önemlidir?

Deyimler, Türkçe’nin en canlı ve öğretici söz varlıkları arasında yer alır. Günlük konuşmalarda sıkça kullanılan bu söz grupları, sınavlarda da öğrencilerin karşısına çıkar. Özellikle lise ve üniversite giriş sınavlarında deyimlerin doğru anlamını bilmek, soruları çözmede büyük kolaylık sağlar.

Bu sayfada sınavlarda çıkan deyimler ve anlamları A’dan Z’ye alfabetik olarak sıralanmıştır. Her deyimin kısa ve öz açıklaması verilmiş, öğrencilerin kolayca anlayabilmesi için sade bir dil tercih edilmiştir. Böylece hem okul yazılılarına hem de TYT, AYT, KPSS ve LGS gibi sınavlara hazırlanırken güvenilir bir kaynak oluşturulmuştur.

Deyimler, soyut düşünceleri somutlaştırır, anlatımı güçlü ve etkili kılar. Örneğin “kabına sığmamak” deyimi, aşırı sevinci ve coşkuyu tek bir ifade ile anlatır. “Sudan çıkmış balığa dönmek” ise alışık olunmayan bir durum karşısında yaşanan şaşkınlığı en yalın haliyle ifade eder. Bu yönüyle deyimler sadece dil bilgisinde değil, aynı zamanda iletişim becerilerinde de önemli bir yere sahiptir.

Sayfanın devamında, deyimler alfabetik olarak sıralanmış ve sınavlarda en çok sorulan örnekler özellikle vurgulanmıştır. Ayrıca öğrencilerin aklındaki sorulara yanıt verecek şekilde “Deyimler neden önemlidir?”, “En çok çıkan deyimler hangileridir?” gibi başlıklar altında kısa açıklamalar yer almaktadır.

Kısacası, bu kaynak sayesinde deyimlerin hem anlamını öğrenecek hem de sınavlarda karşınıza çıktığında kolaylıkla doğru cevabı bulabileceksiniz.

Sınavlarda Çıkan Deyimler ve Anlamları PDF İndir

Deyimler, Türkçemizin anlatım gücünü artıran, kısa ve öz söz kalıplarıdır. Günlük yaşamdan alınmış olay ve durumları etkili biçimde ifade ederler. Sınavlarda deyimler genellikle anlamı sorularak, cümle içinde yorumlama ya da eşleştirme şeklinde çıkar. Bu sayfada, sınavlarda en çok çıkan deyimleri ve kısa, anlaşılır anlamlarını alfabetik olarak bulabilirsiniz.

📌 Deyimler ile Atasözleri Arasındaki Fark

Deyimler, genellikle iki ya da daha fazla kelimeden oluşan, kalıplaşmış söz gruplarıdır. Bir duygu veya durumu mecaz yoluyla anlatırlar. Atasözleri ise geçmişteki deneyimlerden süzülerek gelen, öğüt verici ve genelleme yapan kalıplaşmış sözlerdir. Örneğin “kabına sığmamak” bir deyim, “Ayağını yorganına göre uzat” ise bir atasözüdür.


📌 Deyimleri Ezberlemenin Kolay Yolları

  1. Gruplayarak çalış → Deyimleri aynı harfle başlayanlar veya benzer anlamlı olanlar şeklinde sınıflandır.

  2. Örnek cümle içinde kullan → Deyimleri günlük konuşmalarında veya yazılarında geçir.

  3. Kısa notlar hazırla → Deyimleri küçük kartlara yazıp tekrar et.

  4. Görselleştirme yöntemi → Deyimi çağrıştıran küçük çizimler ya da simgelerle hatırlamayı kolaylaştır.

  5. Sık tekrar et → Her gün 5–10 deyim tekrar ederek bilgiyi kalıcı hale getir.

Sınavlarda Çıkan Deyimler ve Anlamları Listesi (Alfabetik)

A Harfi ile Başlayan Deyimler ve Anlamları

  • Abayı yakmak → Birine karşı güçlü bir sevgi veya ilgi duymak.

  • Abuk sabuk konuşmak → Mantıksız ve anlamsız sözler söylemek.

  • Açgözlülük etmek → Elindekine yetmeyip daha fazlasını istemek.

  • Açığa vurmak → Gizlenen bir şeyi açıkça söylemek.

  • Açığı çıkmak → Eksik veya yanlış bir durumun ortaya çıkması.

  • Açık alınla → Yüzünü kara çıkarmadan, utanılacak bir duruma düşmeden.

  • Açık kapı bırakmak → Bir konuda son sözü söylemeyip ihtimal payı bırakmak.

  • Açık yürekli → Düşündüğünü çekinmeden söyleyen, samimi kişi.

  • Açık vermek → Dikkatsizlik sonucu hatasını belli etmek.

  • Açmaza düşmek → Çıkış yolu olmayan bir durumda kalmak.

  • A’dan Z’ye kadar → Baştan sona, her yönüyle.

  • Ağırbaşlı → Sakin, ölçülü, olgun davranışlı.

  • Ağırdan almak → Bir işi isteksiz ya da yavaş şekilde yapmak.

  • Ağırına gitmek → Bir söz veya davranışın kişiyi incitmesi.

  • Ağız açtırmamak → Karşısındakine söz hakkı vermemek.

  • Ağız ağıza vermek → Yan yana gelerek gizlice konuşmak.

  • Ağız birliği etmek → Aynı görüşte birleşmek, birlikte karar vermek.

  • Ağız kalabalığı etmek → Gereksiz ve konu dışı sözler söylemek.

  • Ağız kalabalığına getirmek → Gereksiz konuşmalarla karşısındakini şaşırtıp yönlendirmek.

  • Ağız yapmak → Sürekli şikâyet etmek, mızmızlanmak.

  • Ağzı gevşek → Sır tutamayan, bildiğini hemen söyleyen.

  • Ağzı pek → Sır saklayan, ketum.

  • Ağzı kulaklarına varmak → Çok sevinmek.

  • Ağzı süt kokmak → Tecrübesiz, çok genç olmak.

  • Ağzı var, dili yok → Sessiz, sakin, kimseye karşılık vermeyen.

  • Ağzı yanmak → Bir işten zarar görüp ders almak.

  • Ağzına geleni söylemek → Düşünmeden, kırıcı sözler sarf etmek.

  • Ağzına sakız olmak → Bir konuyu sık sık dile getirmek.

  • Ağzında bakla ıslanmamak → Hiç sır tutamamak.

  • Ağzından baklayı çıkarmak → Sakladığı şeyi sonunda açıklamak.

  • Ağzından bal damlamak → Çok güzel, tatlı sözler söylemek.

  • Ağzından düşürmemek → Hep aynı şeyi tekrar etmek.

  • Ağzından kaçırmak → Söylemek istemediği şeyi istemeden açıklamak.

  • Ağzından laf almak → İsteksiz kişiden konuşarak bilgi edinmek.

  • Ağzını bozmak → Küfürlü ya da kaba sözler söylemek.

  • Akan sular durmak → İtiraz edilemeyecek derecede güçlü bir durum ortaya çıkmak.

  • Akıl almamak → İnanılması zor, akla sığmayan olmak.

  • Akıllı uslu → Sakin, ölçülü ve uyumlu davranış sergileyen.

  • Akıntıya kürek çekmek → Olayların doğal akışına aykırı hareket etmek.

  • Aklına esmek → Aniden karar verip yapmak istemek.

  • Aklına gelen başına gelmek → Kötü ihtimalin gerçekleşmesi.

  • Altında kalmamak → Yapılan iyiliği ya da kötülüğü karşılıksız bırakmamak.

  • Altından kalkmak → Zor bir işi başarmak.

  • Arada kalmak → İki taraf arasında sıkışıp zor durumda kalmak.

  • Aralarından su sızmamak → Çok yakın ve samimi olmak.

  • Arka çıkmak → Birini savunmak, destek olmak.

  • Atıp tutmak → Abartılı, büyük sözler söylemek.

  • Ayakları yere değmemek → Aşırı sevinçten kendini kaybetmek.

  • Ayağına gelmek → Emek harcamadan bir şeyin kendiliğinden gelmesi.

  • Ayağına dolaşmak → Yapmak istediği kötülüğün kendisine dönmesi; işine engel çıkması.

  • Ayağı alışmak → Bir yere sürekli gidip gelme alışkanlığı kazanmak.

  • Ayağını çekmek → Daha önce gittiği yere gitmeyi bırakmak.

  • Ayağını kesmek → Bir yere gitmemek ya da birinin gitmesini engellemek.

  • Ayaklarına kara sular inmek → Uzun süre yürüyüp dolaşmaktan çok yorulmak.

  • Aynı ağzı kullanmak → Aynı şeyleri söylemek.

  • Aynı tas aynı hamam → Hiçbir şeyin değişmemesi.

  • Aynı yolun yolcusu → Benzer kaderi veya sonu paylaşan kişiler.

B Harfi ile Başlayan Deyimler ve Anlamları

  • Bağrına basmak → Sevgisini göstermek, koruyup kollamak.

  • Bağrına taş basmak → İçine atarak büyük acılara sabretmek.

  • Bağrı yanık → Acı çekmiş, dertli, üzgün kimse.

  • Balık istifi → Çok sıkışık ve dip dibe bir durumda.

  • Baltayı taşa vurmak → Yanlış söz söyleyip pot kırmak.

  • Bam teline basmak → Birinin hassas noktasına dokunup öfkelendirmek.

  • Barut kesilmek → Aşırı öfkelenmek, sinirden patlamak.

  • Baş koymak → Bir amaç uğruna her şeyi, hatta hayatını göze almak.

  • Başı ağrımak → Bir iş yüzünden sıkıntıya düşmek.

  • Başı dik gezmek → Onurlu şekilde yaşamak, utanacak durumu olmamak.

  • Başı dinç olmak → Huzurlu, kaygısız olmak.

  • Başı göğe ermek → Büyük mutluluğa ulaşmak.

  • Başı kalabalık olmak → Yanında çok insan bulunmak.

  • Başına buyruk → Kimseye danışmadan, kendi bildiğini yapmak.

  • Başından savmak → Birini veya işi geçiştirip uzaklaştırmak.

  • Başını boş bırakmak → Birini kontrolsüz ve kendi haline bırakmak.

  • Başının çaresine bakmak → Kendi sorununu yardımsız çözmek.

  • Beyninde şimşekler çakmak → Aniden bir fikir doğmak ya da derin üzüntü duymak.

  • Bıçak kemiğe dayanmak → Sıkıntının dayanılmaz noktaya gelmesi.

  • Bildiğini okumak → Uyarılara aldırmadan bildiğini yapmak.

  • Bindiği dalı kesmek → Kendi çıkarına zarar vermek.

  • Bir baltaya sap olmamak → Meslek veya iş sahibi olamamak.

  • Bir dediğini iki etmemek → Birinin istediğini hemen yerine getirmek.

  • Bir dikili ağacı olmamak → Hiç malı, mülkü olmamak.

  • Bir kalemde → Bir defada, toptan.

  • Bire bin katmak → Abartarak büyütmek.

  • Burnundan fitil fitil gelmek → Güzel görünen bir şeyin, sıkıntılar yüzünden zehir olması.

  • Burnundan solumak → Aşırı öfkeli olmak.

  • Burnu havada → Kendini beğenmiş, kibirli davranmak.

  • Burnundan kıl aldırmamak → Eleştiriye tahammülü olmamak, çok huysuz olmak.

C Harfi ile Başlayan Deyimler ve Anlamları

  • Caka satmak → Gösteriş yapmak, çalım atmak.

  • Can evinden vurmak → En hassas noktasından etkilemek, can alıcı darbe indirmek.

  • Can damarı → Bir işin veya şeyin en önemli noktası.

  • Cana yakın → Sevimli, içten, samimi kişi.

  • Canı burnuna gelmek → Çok sıkıntı çekmek, bunalmak.

  • Canı çıkmak → Aşırı yorulmak ya da ölmek.

  • Canı tez → Sabırsız, aceleci.

  • Canından bezmek → Büyük sıkıntılar yüzünden yaşama isteğini kaybetmek.

  • Canını dişine takmak → Büyük zorluklara rağmen tüm gücüyle çalışmak.

  • Canla başla → Özveriyle, var gücüyle.

D Harfi ile Başlayan Deyimler ve Anlamları

  • Dağarcığına atmak → Yeni bilgileri zihnine yerleştirmek.

  • Dağlar dayanmaz (bu acıya) → Çok büyük, dayanılmaz üzüntü.

  • Dağlara taşlara → Kötü bir durumdan söz edilirken “hepimizden uzak olsun” dileği.

  • Dağları devirmek → Çok zor işleri başarmak.

  • Dağlara düşmek → Büyük üzüntüyle insanlardan uzaklaşmak.

  • Dallanıp budaklanmak → Giderek büyüyüp karışık hale gelmek.

  • Darboğaz → Geçici sıkıntılı durum.

  • Dar kafalı → Anlayışı kıt, yeniliklere kapalı.

  • Dara getirmek → Aceleye getirmek, gerektiği gibi zaman tanımamak.

  • Damdan düşer gibi → Yersiz ve aniden söz söylemek.

  • Defterden silmek → İlişkisini kesmek, unutmak.

  • Defteri kapamak → Bir iş veya ilgiyi tamamen bırakmak.

  • Devede kulak → Bütüne göre çok küçük parça.

  • Dikine gitmek → İnatçılık etmek, bildiğini yapmak.

  • Dikiş tutturamamak → Hiçbir yerde, işte tutunamamak.

  • Dil dökmek → İkna etmek için tatlı sözler söylemek.

  • Dile getirmek → Söylemek, ifade etmek.

  • Dile gelmek → Konuşmaya başlamak.

  • Dile dolamak → Bir şeyi sürekli tekrar etmek.

  • Dile düşmek → Hakkında dedikodu yapılmak.

  • Dile kolay → Söylenmesi kolay ama yapılması zor olan.

  • Dilden dile dolaşmak → Her yerde konuşulmak, yayılmak.

  • Dili çözülmek → Konuşmaya başlamak.

  • Dili olsa da söylese → Konuşamayan şeylerin şahitlik etmesini istemek.

  • Dili tutulmak → Korku veya heyecandan konuşamamak.

  • Dili uzun → Saygısız, incitici sözler söyleyen.

  • Dili varmamak → Söylemeye gönlü razı olmamak.

  • Dili yanmak → Acı çekmek, zarar görmek.

  • Diline pelesenk etmek → Aynı sözü sürekli söylemek.

  • Dilini tutamamak → Düşünmeden konuşmak.

  • Dilini yutmak → Büyük şaşkınlık veya korku ile konuşamamak.

  • Dilinin altında bir şey olmak → Açıkça söylemediği bir şeyin varlığı hissedilmek.

  • Dilinin ucuna gelmek → Söyleyecekken vazgeçmek.

  • Dilinden kurtulamamak → Sürekli azar veya eleştiriye maruz kalmak.

  • Diş bilemek → İntikam için fırsat kollamak.

  • Diş geçirememek → Gücü yetmemek, etkili olamamak.

  • Dişe dokunur → Önemli, değerli.

  • Dişinden tırnağından artırmak → Büyük zorluklarla para biriktirmek.

  • Dişine göre → Yapabileceği, uygun.

  • Dize gelmek → Boyun eğmek, teslim olmak.

  • Dizgini ele almak → Yönetimi kendi eline almak.

  • Dizini dövmek → Çok pişman olmak.

  • Dizinin bağı çözülmek → Yorgunluktan ya da korkudan ayakta duramaz hale gelmek.

  • Dolap çevirmek → Hileli iş yapmak.

  • Donup kalmak → Şaşkınlıktan veya korkudan hareketsiz kalmak.

  • Dört başı mamur → Eksiksiz, kusursuz.

  • Dört elle sarılmak → Büyük gayret ve özenle işe girişmek.

  • Dudak bükmek → Küçümsemek, önemsememek.

  • Dudak ısırtmak → Çok beğendirmek, hayran bırakmak.

  • Dut yemiş bülbüle dönmek → Suskun hale gelmek.

  • Dümen çevirmek → Hile, düzen yapmak.

  • Dünkü çocuk → Deneyimsiz, toy kimse.

E Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Ekmeğine yağ sürmek → Birinin işine bilerek ya da bilmeyerek fayda sağlamak.

  • Ekmeğini kazanmak → Geçimini kendi emeğiyle sağlamak.

  • Eksik gedik → Küçük eksikler, tamamlanmamış şeyler.

  • El altından → Gizlice, kimseye belli etmeden.

  • El atmak → Bir işe girişmek.

  • El ayak çekilmek → Ortalığın ıssızlaşıp sessizleşmesi.

  • El ele vermek → Güç birliği yapmak, iş birliği etmek.

  • El üstünde tutulmak → Çok değer görmek, saygıyla karşılanmak.

  • Elden çıkarmak → Satmak, elindeki malı başkasına vermek.

  • Elden düşme → İkinci el eşya.

  • Ele avuca sığmamak → Hareketli, söz dinlemeyen, zapt edilmez olmak.

  • Ele almak → Bir konuyu incelemek veya üzerinde çalışmaya başlamak.

  • Elekten geçirmek → İyiyi kötüden ayırmak, titizlikle seçmek.

  • Eli böğründe kalmak → Çaresiz kalmak, eli kolu bağlı olmak.

  • Eli kolu bağlı kalmak → Engel yüzünden hiçbir şey yapamamak.

  • Elinden bir şey gelmemek → Çaresizlikten dolayı bir iş yapamamak.

  • Enine boyuna → Tüm yönleriyle, ayrıntılı olarak.

  • Eski hamam eski tas → Hiçbir şeyin değişmemesi.

  • Eşiğini aşındırmak → Bir işi yaptırmak için sık sık gidip gelmek.

  • Eteği ayağına dolaşmak → Telaş veya korkudan ne yapacağını şaşırmak.

  • Etekleri tutuşmak → Çok telaşlanmak.

  • Etekleri zil çalmak → Aşırı sevinmek.

F Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Faka basmak → Tuzağa düşmek, aldatılmak.

  • Fasulye gibi kendini nimetten saymak → Kendini gereğinden fazla değerli görmek.

  • Feleğin çemberinden geçmek → Çok şey yaşayıp tecrübe kazanmak.

  • Feleğin sillesini yemek → Büyük bir felakete uğramak.

  • Fellik fellik aramak → Telaşla, dört bir yanda aramak.

  • Fi tarihinde → Çok eski bir zamanda.

  • Fincancı katırlarını ürkütmek → Güçlü kimseleri kızdıracak davranışta bulunmak.

  • Fos çıkmak → Beklenen sonucu vermemek.

  • Foyası meydana çıkmak → Gizlenen kusurun ya da hilenin açığa çıkması.

G Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Gafil avlanmak → Hiç beklenmedik anda yakalanmak.

  • Gam yememek → Hiç kaygılanmamak, üzülmemek.

  • Gece gündüz dememek → Sürekli, ara vermeden çalışmak.

  • Geçti Bor’un pazarı → Fırsatı kaçırmak, iş işten geçmek.

  • Gel zaman git zaman → Uzunca bir süre sonra.

  • Göğüs germek → Zorluğa karşı koymak.

  • Göğsü kabarmak → Gururlanmak, övünmek.

  • Göklere çıkarmak → Çok fazla övmek.

  • Gönlü olmak → Razı olmak.

  • Gönlünü almak → Kırgın kişiyi memnun etmek.

  • Gönlünü hoş etmek → Birini sevindirmek.

  • Gönül almak → Birini mutlu edecek davranışta bulunmak.

  • Gönül okşamak → Tatlı söz veya davranışla sevindirmek.

  • Gönül vermek → Sevgiyle bağlanmak.

  • Gönül yarası → Derin üzüntü, kalpteki acı.

  • Göz açıp kapayıncaya kadar → Çok kısa sürede.

  • Göz atmak → Kısaca bakmak.

  • Göz kulak olmak → Korumak, gözetmek.

  • Gözden geçirmek → İncelemek, kontrol etmek.

  • Gözlerine inanamamak → Şaşkınlıktan gördüğüne inanmakta zorlanmak.

  • Gözleri dolmak → Üzülmekten ya da duygulanmaktan gözleri yaşarmak.

  • Gözleri kararmak → Aşırı yorgunluktan ya da öfkeden bilincini kaybetmek.

  • Gözleri parlamak → Sevinç veya istek belirtisi göstermek.

  • Gözleri süzülmek → Uykudan dolayı göz kapaklarının ağırlaşması.

  • Gözleri yaşarmak → Duygulanmaktan gözlerinden yaş gelmek.

  • Gözü arkada kalmak → Ayrıldığı bir şey için endişelenmek.

  • Gözü gönlü tok → Kanaatkâr olmak, mala tamah etmemek.

  • Gözü ısırmak → Daha önce görmüş gibi tanımak.

  • Gözüne girmek → Çalışkanlık veya başarı ile güven kazanmak.

  • Gözüne uyku girmemek → Hiç uyumamak.

  • Gözünü kırpmadan → Hiç tereddüt etmeden.

  • Gün doğmak → İyi fırsat yakalamak, işlerin yoluna girmesi.

H Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Ha bire → Durmadan, aralıksız.

  • Habbeyi kubbe yapmak → Küçük şeyi gereksiz yere büyütmek.

  • Hafife almak → Önemsememek, küçümsemek.

  • Harfi harfine → Tıpatıp, aynen.

  • Hayal meyal → Belirsiz, seçilmez biçimde.

  • Hayat vermek → Canlandırmak, canlılık katmak.

  • Hayatını kazanmak → Geçimini kendi emeğiyle sağlamak.

  • Hem nalına hem mıhına vurmak → Bir o yana, bir bu yana konuşup iki tarafı da idare etmek.

  • Hem suçlu hem güçlü → Suçlu olduğu halde üst perdeden davranıp karşısındakini suçlamak.

  • Hem ziyaret hem ticaret → Ziyareti fırsat bilip işini de görmek.

  • Hop oturup hop kalkmak → Aşırı öfkeli ya da heyecanlı olmak.

I-İ Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Ikınıp sıkınmak → Bir işi yapmak için kendini çok zorlamak.

  • Işık tutmak → Bir konuyu aydınlatmak, yol göstermek.

  • İbret almak → Yaşanandan ders çıkarmak.

  • İçi ezilmek → Sıkıntı/acı ya da açlıktan rahatsızlanmak.

  • İçi cız etmek → Aniden ve derinden üzülmek.

  • İçi içine sığmamak → Sevincini/heyecanını gizleyememek.

  • İçi kan ağlamak → Yüzüne yansıtmasa da büyük acı duymak.

  • İçi sızlamak → Birine/şeye üzülmek, yüreği burkulmak.

  • İçi yanmak → Büyük üzüntü çekmek (yer yer çok susamak).

  • İçine doğmak → Olacak şeyi önceden sezinlemek.

  • İçine dert olmak → Yapılamayan şey yüzünden içten içe üzülmek.

  • İçini dökmek → Dertlerini samimiyetle anlatmak.

  • İçli dışlı olmak → Çok samimi, teklifsiz olmak.

  • İfrit olmak → Aşırı öfkelenmek.

  • İğne atsan yere düşmez → Aşırı kalabalık.

  • İğne ile kuyu kazmak → Yetersiz imkânla çok zor iş başarmaya çalışmak.

  • İğneli söz → Dokunduran, kırıcı söz.

  • İki arada bir derede kalmak → Sıkışık, kararsız durumda kalmak.

  • İki ayağını bir pabuca sokmak → Birini acele ettirip sıkıştırmak.

  • İnada binmek → Israrla geri adım atmamak.

  • İnce eleyip sık dokumak → En küçük ayrıntısına dek titiz davranmak.

  • İnceden inceye → Çok dikkatle, ayrıntılı biçimde.

  • İpe un sarmak → Oyalayıp bahane uydurarak işi geciktirmek.

  • İpe un sermek → (aynı) Bahane çıkarıp işten kaçınmak.

  • İpin ucunu kaçırmak → Kontrolü yitirmek.

  • İşin içinden sıyrılmak → Karışık işten ustaca çekilmek.

  • İşini bilmek → Hem işin gereğini bilmek hem de nereden yarar sağlayacağını kestirmek.

  • İyi gün dostu → Sıkıntıda yanında olmayan sahte dost.

K Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Kabına sığmamak → Aşırı sevinç veya heyecanla taşkın davranmak.

  • Kabuğuna çekilmek → İnsanlardan uzaklaşıp içine kapanmak.

  • Kafa dengi → Uyumlu, anlayışı birbirine uygun kişi.

  • Kafa patlatmak → Bir konu üzerine uzun uzun düşünmek.

  • Kafa tutmak → Karşı çıkmak, boyun eğmemek.

  • Kafası şişmek → Gürültüden veya sıkıntıdan bunalmış olmak.

  • Kafasına dank etmek → Bir şeyi birdenbire kavramak.

  • Kafasına koymak → Yapmaya kararlı olmak.

  • Kaale almamak → Önem vermemek, hesaba katmamak.

  • Kalıbını basmak → Bir şeye tam güvenmek.

  • Kalıbının adamı olmamak → Görünüşünün gerektirdiğini yapamamak.

  • Kalp kırmak → Birini incitmek, üzmek.

  • Kan ağlamak → Büyük acı ve üzüntü çekmek.

  • Kanı donmak → Şaşkınlıktan veya korkudan tepki veremez olmak.

  • Kapı duvar → Karşılık alamamak, sessizlikle karşılaşmak.

  • Kapı komşusu yapmak → Bir yere sıkça gidip gelmek.

  • Kapısı açık → Herkesi kabul eden, misafirperver olmak.

  • Kapısını aşındırmak → İstediğini elde etmek için birine sürekli gidip gelmek.

  • Kapıya dayanmak → Bir şeye zorla yönelmek, dayatmak.

  • Karda gezip izini belli etmemek → Gizli iş yapıp iz bırakmamak.

  • Karınca kararınca → Elinden geldiği kadar, gücü yettiğince.

  • Karnı geniş → Vurdumduymaz, tasasız kimse.

  • Kaşla göz arasında → Çok kısa sürede, fark ettirmeden.

  • Kazan kaldırmak → Topluca başkaldırmak.

  • Kedi olalı bir fare tutmak → İlk kez bir başarı göstermek.

  • Keli görünmek → Gizlenen kusurun ortaya çıkması.

  • Kem küm etmek → Açık konuşamayarak bocalamak.

  • Kemer sıkmak → Tutumlu yaşamak, harcamaları kısmak.

  • Kendi yağıyla kavrulmak → Kimseye muhtaç olmadan yaşamak.

  • Kendine yedirememek → Onuruna dokunan şeyi kabullenmemek.

  • Kesenin ağzını açmak → Bol para harcamak.

  • Kılı kırk yarmak → Çok titiz davranmak.

  • Kılını bile kıpırdatmamak → Hiçbir şey yapmamak, ilgisiz kalmak.

  • Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla → Dolaylı yoldan asıl kişiye mesaj vermek.

  • Kime niyet kime kısmet → Bir işin beklenmedik kişiye nasip olması.

  • Kimsenin tavuğuna kış dememek → Kimseye en küçük zarar vermemek.

  • Kof çıkmak → Değersiz, boş olduğu ortaya çıkmak.

  • Kol kanat germek → Korumak, himaye etmek.

  • Kolayına kaçmak → En kolay yolu seçmek.

  • Kök söktürmek → Çok uğraştırmak, zorlamak.

  • Kökünü kurutmak → Bir şeyi tamamen yok etmek.

  • Körü körüne → Düşünmeden, bilinçsizce.

  • Köşe bucak kaçmak → İnsanlardan saklanmak.

  • Kulak asmamak → Aldırış etmemek.

  • Kulak kabartmak → Gizlice dinlemek.

  • Kulak kesilmek → Tüm dikkatini vererek dinlemek.

  • Kulak vermek → Özenle dinlemek.

  • Kulağı tetikte olmak → Her an duyacakmış gibi hazır beklemek.

  • Kulağına küpe olmak → Yaşadığından ders almak.

  • Küplere binmek → Aşırı öfkelenmek.

  • Küpünü doldurmak → Çok para biriktirmek.

L Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Leb demeden leblebiyi anlamak → Söylenmeden ne kastedildiğini anlamak.

  • Laf ebesi → Çok konuşan, her söze karışan kimse.

  • Lâmı cimi yok → Başka yolu yok, kesin.

M Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Mahşer gibi → Çok kalabalık.

  • Mantar gibi yerden bitmek → Birdenbire ortaya çıkmak.

  • Maraza çıkarmak → Kavga ve anlaşmazlık çıkarmak.

  • Maval okumak → Boş, asılsız sözler söylemek.

  • Medet ummak → Yardım beklemek.

  • Mesken tutmak → Yerleşmek.

  • Minnet etmek → Boyun eğmek, yalvarmak.

  • Mukabelede bulunmak → Karşılık vermek.

  • Mumla aramak → Çok özlemle aramak.

  • Muradına ermek → İstediğine kavuşmak.

  • Mümkün mertebe → Olabildiğince.

  • Mürekkep yalamak → Çok okumuş, bilgili olmak.

N Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Nabzına göre şerbet vermek → Birine hoşuna gidecek şekilde davranmak.

  • Nabzını yoklamak → Ne düşündüğünü anlamaya çalışmak.

  • Nam salmak → Ününü yaymak.

  • Nazar değmek → Kıskanç bakışın uğursuzluk getirdiğine inanmak.

  • Ne hâli varsa görsün → Artık ilgilenmem, istediğini yapsın.

  • Nevri dönmek → Gizlediği öfkenin açığa çıkması, çok sinirlenmek.

  • Noktası noktasına → Eksiksiz, tam olarak.

  • Nutku tutulmak → Şaşkınlık veya korkudan konuşamamak.

O – Ö Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Ocağına düşmek → Birinden yardım istemek, sığınmak.

  • Omuz silkmek → Aldırmamak, önemsememek.

  • Ortaya dökmek → Gizli kalmış şeyleri açığa vurmak.

  • Orta malı → Herkesin yararlandığı şey.

  • Öküzün altında buzağı aramak → Yok yere bahane uydurmak.

  • Ölü fiyatına → Çok ucuza.

  • Ömür törpüsü → Yorucu, yıpratıcı iş.

P Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Palas pandıras → Aceleyle, hazırlıksız.

  • Parmağına dolamak → Bir konuyu sürekli gündeme getirmek.

  • Parmak ısırmak → Büyük şaşkınlık yaşamak.

  • Pisi pisine → Boşuna, sebepsiz yere.

  • Pılıyı pırtıyı toplamak → Eşyalarını toplayıp gitmeye hazırlanmak.

  • Pişkinliğe vurmak → Kötü davranışa aldırmadan görmezden gelmek.

  • Pot kırmak → Yanlış söz söyleyip gafa düşmek.

R Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Ramak kalmak → Bir şeyin olmasına çok az kalmak.

  • Rast gitmek → İşlerin istenildiği gibi yolunda gitmesi.

  • Rayına oturtmak → Düzeni bozulmuş işi yoluna koymak.

  • Renkten renge girmek → Heyecan, korku veya utançtan yüzünün değişmesi.

  • Renk vermemek → İçindekini belli etmemek, duygularını saklamak.

S Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Saçını süpürge etmek → Özveriyle başkaları için çalışmak.

  • Salkım saçak → Dağınık, düzensiz.

  • Saman alevi gibi → Çabuk öfkelenip çabuk sakinleşmek.

  • Saman altından su yürütmek → Gizlice iş çevirmek.

  • Sapla samanı karıştırmak → İyiyi kötüyü ayıramamak.

  • Sarpa sarmak → İşin içinden çıkılmaz hale gelmek.

  • Sıcağı sıcağına → Hiç vakit kaybetmeden, hemen.

  • Sökün etmek → Birdenbire çıkıp gelmek.

  • Sözde kalmak → Planlanan şeyin gerçekleşmemesi.

  • Sözünün eri olmak → Verdiği sözü mutlaka yerine getirmek.

  • Su götürür olmak → Tartışmaya, farklı yorumlara açık olmak.

  • Sudan çıkmış balığa dönmek → Ne yapacağını bilemez hale gelmek.

  • Sünger çekmek → Olanları unutmak, üstünü kapatmak.

Ş Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Şafak atmak → Birdenbire ciddi bir durumla karşılaşıp tedirgin olmak.

  • Şevke gelmek → Bir işi heyecanla ve coşkuyla yapmak.

  • Şimşekleri üzerine çekmek → Söz veya davranışlarıyla tepki toplamak.

T Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Tadına varmak → Bir şeyin güzelliğini, değerini tam anlamıyla hissetmek.

  • Takıp takıştırmak → Çok süslenmek.

  • Taş atmak → Dokunduran söz söylemek.

  • Taş kesilmek → Şaşkınlıktan hareketsiz kalmak.

  • Taşı gediğine koymak → Yerinde ve zamanında en doğru sözü söylemek.

  • Tavına getirmek → Bir işi en uygun noktaya getirmek.

  • Tepeden bakmak → Kendini üstün görerek küçümsemek.

  • Tereciye tere satmak → Birine çok iyi bildiği konuda akıl vermeye kalkmak.

  • Teşrif etmek → Onurlandırmak, şereflendirmek.

  • Tevarüs etmek → Miras yoluyla kalmak.

  • Tongaya basmak → Tuzağa düşmek.

  • Tuzu kuru → Geçim sıkıntısı olmayan, rahatı yerinde.

  • Tüyleri diken diken olmak → Korku, heyecan veya üşümeden ürpermek.

U Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Ucu dokunmak → Bir şeyin birine zarar vermesi.

  • Ucu ucuna → Ancak yeterli olmak.

  • Umudunu kesmek → Bir şeyin olmayacağına inanmak.

Ü Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Üç aşağı beş yukarı → Yaklaşık olarak.

  • Üstesinden gelmek → Zor bir işi başarmak.

  • Üstüne almak → Bir davranışı kendisine yönelik sanmak.

  • Üstüne titremek → Çok önem verip özen göstermek.

V Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Vakit öldürmek → Zamanı boş yere harcamak.

  • Velveleye vermek → Gereksiz telaş çıkarmak.

  • Verip veriştirmek → Ağır sözler söylemek.

  • Veryansın etmek → Hiç acımadan saldırmak, sert eleştirmek.

Y Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli → Mecburi durumda ya işi yapmalı ya da vazgeçmeli.

  • Yabana atmak → Önemsememek.

  • Yâd etmek → Anmak, hatırlamak.

  • Yakasına yapışmak → Hesap sormak, hakkını istemek.

  • Yan çizmek → Sorumluluktan kaçmak.

  • Yarasını sarmak → Hem fiziksel yarayı kapatmak hem de acısını gidermek.

  • Yıkım olmak → Büyük zarara uğratmak.

  • Yola düşmek → Yolculuğa çıkmak.

  • Yola getirmek → Yanlış davrananı doğruya yönlendirmek.

  • Yola koyulmak → Yola çıkıp ilerlemek.

  • Yoldan çıkmak → Doğru yoldan sapmak, kötü yola düşmek.

  • Yolunu bulmak → Çoğu zaman kolay ya da yasa dışı yollardan işini çözmek.

  • Yolunu şaşırmak → Yanlış yola girmek.

  • Yüreğe işlemek → Çok etkili ve sarsıcı olmak.

  • Yüzünden düşen bin parça → Yüzündeki ifadeden mutsuzluğu belli olmak.

  • Yüzünden kan damlamak → Sağlıklı görünmek.

  • Yüzünün akıyla çıkmak → Bir işten onurla ve başarıyla çıkmak.

Z Harfi ile Başlayan Deyimler

  • Zemin hazırlamak → Bir işin gerçekleşmesi için uygun ortam oluşturmak.

  • Zerre kadar → Hiç denecek kadar az.

  • Zıvanadan çıkmak → Çok öfkelenip taşkın davranmak, delirmek.

📌 Sık Sorulan Sorular (SSS)

1. Sınavlarda deyimler nasıl sorulur?
Genellikle deyimin anlamını bilmeye dayalı çoktan seçmeli sorularla karşımıza çıkar. Bazı sorularda deyimlerle atasözleri karıştırılır.

2. En çok çıkan deyimler hangileridir?
“Sudan çıkmış balığa dönmek, kabına sığmamak, göz kulak olmak, sözünün eri olmak” gibi yaygın deyimler sıkça sorulmaktadır.

3. Deyimleri öğrenmek sınavlarda gerçekten fayda sağlar mı?
Evet. Hem Türkçe testlerinde doğrudan sorular gelir, hem de paragraf sorularında deyim bilgisi anlamayı kolaylaştırır.

4. Deyimlerle atasözleri arasındaki fark nedir?
Deyimler bir durumu mecazlı biçimde anlatır, atasözleri ise öğüt ve genel yargı içerir.

5. Kaç tane deyim bilmek gerekir?
Tüm deyimleri bilmek mümkün olmasa da, sınavlarda sık geçen 200–300 deyimi öğrenmek yeterli olur.

6. Deyimleri hızlı öğrenmenin en etkili yolu nedir?
Kendi cümlelerinde kullanmak ve günlük hayatta tekrar etmek, ezberden daha kalıcıdır.

 

Yorum yapın