Bugün sizlere Osmanlı Devleti ve Safevi Devleti arasında yaşanan önemli bir anlaşma olan KPSS Tarih konusu Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndan bahsedeceğim. Bu antlaşma, 17. yüzyılın ortalarında, iki büyük güç arasında yıllardır süregelen askeri çatışmaları sonlandıran bir dönüm noktası olarak kabul edilir.
Kasr-ı Şirin, 17 Mayıs 1639 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile Safevi Devleti arasında imzalanan bir antlaşmadır. Bu antlaşma, iki devlet arasında 1623-1639 Osmanlı-Safevi Savaşı’nı sona erdirmiştir. Kasr-ı Şirin Antlaşması’nın önemli sonuçlarından biri, bugünkü Türkiye-İran sınırının büyük ölçüde belirlenmiş olmasıdır. Bu sınır, antlaşmadan bu yana büyük değişiklik göstermemiştir. Antlaşmanın imzalanmasıyla birlikte bölgede uzun süreli bir barış dönemi başlamıştır. Antlaşma, her iki devletin de toprak kazanımlarını korumasına olanak tanımış ve bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirmiştir.
Öncelikle tarihsel arka planına bir göz atalım. Osmanlı Devleti ve Safevi Devleti, 16. yüzyıldan itibaren Orta Doğu’da hakimiyet kurma amacıyla sık sık karşı karşıya gelmişlerdir. Özellikle dini farklılıklar ve sınır anlaşmazlıkları, bu iki imparatorluk arasında sürekli bir gerginlik yaratmıştır. Osmanlılar Sünni İslam’ı benimserken, Safeviler Şii İslam’ı benimsemişlerdir. Bu mezhepsel farklılık, siyasi çekişmelerin yanı sıra dini gerginlikleri de körüklemiştir.
Kasr-ı Şirin Antlaşması’na gelince, bu antlaşma 17 Mayıs 1639 tarihinde imzalanmıştır. Anlaşmanın imzalanmasındaki başlıca sebeplerden biri, her iki devletin de uzun süren savaşlardan yorgun düşmüş ve ağır ekonomik yük altında kalmış olmasıdır. Antlaşma, Osmanlı Devleti adına Sadrazam Kemankeş Kara Mustafa Paşa ve Safevi Devleti adına ise Saruhan Bey tarafından müzakere edilmiştir.
Peki, bu antlaşmanın içeriği nedir? Kasr-ı Şirin Antlaşması, iki devlet arasında kalıcı bir sınır çizilmesini sağlamıştır. Bu sınır bugünkü Türkiye-İran sınırının büyük bir kısmını oluşturur. Antlaşmaya göre, Bağdat ve çevresi Osmanlı Devleti’ne bırakılırken, Safeviler ise Hemedan ve çevresini ellerinde tutmuşlardır. Böylece, iki devlet arasındaki toprak ihtilafı kısmen çözüme kavuşmuştur.
Antlaşmanın en önemli sonuçlarından biri, iki devlet arasında uzun süredir devam eden askeri çatışmaların sona ermiş olmasıdır. Bu durum, her iki tarafın da ekonomik ve sosyal olarak kendini toparlamasına olanak tanımıştır. Osmanlı Devleti, bu antlaşma sayesinde doğu sınırlarını güvence altına alırken, Safeviler de batı sınırlarında rahatlama yaşamıştır.
Kasr-ı Şirin Antlaşması’nın imzalanması sonrasında bölgede kısmen bir barış dönemi başlamıştır. Bu barış dönemi, iki devletin iç işlerinde daha fazla yoğunlaşmasına ve halklarının refahını artırmasına olanak tanımıştır. Her ne kadar antlaşma ile tam anlamıyla bir barış sağlanamasa da, sınırların büyük ölçüde belirlenmiş olması, uzun vadede bölgede istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmuştur.
Kasr-ı Şirin Antlaşması, Osmanlı ve Safevi devletleri arasındaki çatışmaların sona erdirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bu antlaşma, sadece iki devlet arasındaki ilişkileri düzenlemekle kalmamış, aynı zamanda Orta Doğu’daki siyasi dengeleri de etkilemiştir. Tarih sahnesinde önemli bir yere sahip olan bu antlaşma, bizlere diplomasi ve barışın önemini bir kez daha hatırlatmaktadır.
Bu dersimizde Kasr-ı Şirin Antlaşması’nı inceledik. Gelecek derslerde diğer önemli antlaşmalar ve olaylarla tarih yolculuğumuza devam edeceğiz. Her zaman söylediğim gibi, tarihi öğrenmek, bugünü anlamak ve geleceğe ışık tutmak için en önemli araçlarımızdan biridir.